4 Ağustos 2009 Salı

Döviz

31 Temmuz 2009 Cuma

Animasyonlu Resimler


























































































































































AybeN Videoları...!



AyBeN RaP RaP Yeni MaVi ŞeKer...



AyBeN AdI ÜsKüDaRLı




AybeN Ceza Funky C Rude Boy

30 Temmuz 2009 Perşembe

Küfürbaz Haydo Ve Speedy Gonzeles Videoları


küfürbaz Haydo 3




Zibidi gonzales küfürbaz haydo




Küfürbaz Haydo Muhtarlık Seçimleri (Süper Komedi)




Küfürbaz HAYDO basan alıyor parayı süper komedi


Zibidi Gonzales 3 (+16)




Zibidi gonzalez 2 turk kurd LAZ kufurlu dikkat

Damar Videolar....!


Mehmet Yakar - NİDEYİM 2008





KUL HATASIZ OLMAZ HAKKI BULUT







ibrahim tatlises - yalan





ibrahim Tatlises - Hesabım Var




ibrahim Tatlises - Bırakın Gitsin




Ferdi Tayfur- Sen Gittin


Unutmak istiyorum

Oyunlar Bölümü...!



































En Kral Nickler....!

1)HeR YüReĞiN KöŞeSiNDe YaRaLı BiR YeR VaRDıR..

2) kaybettim bugün kendimi hükümsüzdür.. sonu yok bunun boşluklardan boşluk beğendim. vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim.

3)Seni ßenim kadar seven varsa Sana ßenim kadar Hasret kaLsın!

4)§IrLãr ΢Îndé ßÎr Dûnyãm vãr BÎrdé §én Vãr§In ΢Îmdé Né §énÎ KãyßédéCék Kãdãr Cé§urum Nédé §énÎ KãzãnãCãk Kãdãr Gû¢Lû!!..

5)Sevgi ¿ Nefret Midir ¿ Sevgi ¿ Seni Seviyorum Demek Midir ¿ Sevgi ¿ Yanında Olabilmek Midir ¿ Sevgi ¿ Seninim Diyebilmek Midir ? Sevgi Sen Yokken Seninle Yaşayabilmektir

6) Beni BiR " ALLAH'IM BiR'de DOST'Larım BiLSin GeriSi İLerLeSin!!

7)ßêdênîm kârânLîk'Lârâ Rûh'ûm sânâ âît.

8)Nefessiz zordayım zamansız bir mekanda Çıkmaz bir yoldayım amansız isyanda

9)Ölümsüz Dünyada... Ecel Ol AL BENİ... Nefessiz Zordayim... Zamansız Bir Mekanda... Çıkmaz Bir Yoldayim... Amansız İsyanda... Ecelim OL BENİM..

10)HayaT ßir EMANETSE ßırAKTIGIN YERDEYİZ HayaT ßir OYUNSA KRALİNİ OYNARİZ HayaT SevMEKSE ÖLÜMÜNE SEVERİZ

11) Sevene SevdaLıyız Gidene Hep AğLarız Alsalarda Bu Canımızı Biz SeveRsek UnutMayız

12)Bizi Eskiler Tanır Yéniler ôrnek alir Tanımayanlar ise İbret Alır..

13)ßëñ Sëñî øñLar gîßî UcuZ ßar Kô$ëLërîñDëkî HësaPLarDa DëgîLYûcë ßîr DaVañIñ OrtasIñDa DîMDîk A¥akta ßuLDuM Rëîs.ßakI$LarIñ DëLîP Gë¢ërkëñ NaMërtLîgîYûrûDûñ tøZLu ¥øLLarDa VaZgë¢MëDîñ GôrDûM Rëîs.KuruLurkëñ TuZakLar ArD ArDa VururLarkëñ SëñîGôZûñû ßîLë KIrPMaDIñgûLDûñ Gë¢tîñ Rëîs..

14) Biraz Kül Biraz Duman o benim işte.

15) Søn NêfêSîm Sêndê KâLmî$ ôLêmîÿørûm.

16) KâLbîmê qômdûm kêfênsîz ôLûLêrîmî..

17) Dûnÿâ dûrmâdîk¢â Kîÿâmêt køpmâdîk¢â EsrAr

18)Konuşacaksan öyLe Bir KonuşKi Inanayım . AqLatacaksan öyLe Bir aqLatKi Susmayayım . Gideceksen öyLe Bir GitKi öLümüne Unutayım ; Ama Seveceksen öyLe Bir SevKi KonuşsanDa GitsenDe AqLatsanDa Seni Yüreqimde Yaşatayım..!

19)Bu aRaLAr oT TakiLiYom isTéYén.. ézip GéÇéR isTéYéN SARIP iCéR!

20)Bizi anlatan şiirler yazılmadı henüz.Çünkü biz dünyanın oyunundahayatın acımasızlığında ve de sevdiklerimizin baygın bakışlarında unutulduk

21)Belki sisLi 1 kıs gecesi Belki soguk 1 Sohbahar ceSedimi buLacakLar camurLar araSinda 1eLinde reSmin 1eLinde Silahi var diyecekLer Ama Sen inanmayacakSin Sonra kalkip bana geLeceksin eqiLip SariLacaksin O Soguk Vücuduma iSte o An 1 fiSilti DuyacakSin DudakLarimdan '''ELveda'''

22)Bizler umutsuzluğun olduğu yerdeumudumuzu kaybetmeden yürümeyi biliriz. Her yürüdüğümüz yolda Çakıllarher durduğumuz yerde Çakallar olsa ne yazar!Ya ölümüne Severizyada tek kalemde Sileriz!Tarihi Biz Yazdık..Tarihtende Biz Sileriz

23)Sén .. Séni SéVéni Dağda Çoban oLsa... SéVMé! SEni SEvMEyeni MiSirDa SuLTan oLsa .

24)£srAr'La ya$arKen YaLan DunYa'da Zamani İcmi$iz haßerimiz yOk

25)uyumaK zor uYanmaK KoLay oLacak .. Saßahı ipLe ceKeceKsin .. Ne qeceLer rahatLatacak seNi Ne quNduzLer öLmeyi isteyip öLemeyeceksin..!

26)ßir Daha Sevecek Kadar AdiLeşecekSe Yüreğim ELLerimde Onu ParçaLayacak Kadar AsiL oLacak Andım oLsun...

27)Yoldan biri geçti demin Alayla bakıp serseri dedin Bu kadar gururlu olma O geçen serseri senin Bir zamanlar ki sevdiğin Bir düşün hak verirsin O serseri dediğin SENin ESERİN.

28)ÂLEMÎ ÂLêm ÿâpâñ û¢ ßê$ ¢âkâL'sâ ... KRALLIK ßîzê ÿÂkî$mâz..

29)$aÑLıyız $öh®etLiyiz Pa$ayIz K®aLız ®ekLamIz Ma®kayIz FaLaÑız FiLaÑız K®aLıÑa değiL aLayIÑa ßaSa®Iz Tek Fa®kImIz !zm!tL! oLmAmlz!

30)Fahişe Gönüllerin Kahbeliği Koymaz BizeUnutanları Bizde Unuturuz Asilce..

31)Siyah biLé kaybétmi$ aSaLétini yokLuğunun karanLığında...

32)Ruzgara kapılmış yaprak gıbıyım sevdalı yuregım can çekışıyor ---------------------------------------------------------------------------------------------------------
1) HAYAT İÇİNDEN NE ÇIKACAĞINI BİLMESEKTE AÇMAMIZ GEREKEN BİR ZARFTIR!

2)Sén Birték [S]ana Güvén Kimséyé Güvénmé. Sén Birték [S]éni Sév KimséLéri Sévmé. [S]`Léri Yap Ama Kimséyé SöyLémé !

3)ßiLiyorsun Seni ßeßekLer qißi Sevdim Seni ÇiçekLer gibi Sevdim Seni meLekLer gißi Sevdim! Çünkü Sen tapILacak kadIndIn ßu Devirde! Oysa ßen Seni ßöyLe Sevdiğim için Sana ßöyLe yandIğIm için AsILacak AdamIm ßu şehirde .

4)ALdığım Nefesten Soruyorum daVerdiğim NefeSte BuLamıyoRum.İki NefeS Arası Ne KadarLıkSıN iŞte Onu BiLemiyorum.

5) ßenLe Ya$aDıkLaRıNı uNut Ya$aMaDıkLaRıNı DüŞün....!

6)Nasil bir cakil tasi bir ciga bir kivilcim bir yangina donusme karari veriyorsa tek bir kelime de gelecek hakkinda karar verir

7) §£n ߣnim h£m wår øLmåh£md£ yøk øLmå §£ß£ßim§in qüLüm.

8)AŞKIN ICIN KAN DOKMEK GEREKIYORSA DÜNYANIN ŞAH DAMARINI KESERİZ YOK İLLEDE SENİN KANIN DİYORSAN FARK ETMEZ GÜZELİM BİZ TOPRAKDADA SEVERİZ..!

9)buraLardan qitme.. buraLar qitsin.. SEN qitme.. qitmek çözecekse.. biri qidecekse.. buraLar qitsin SEN qitme..

10)Âkâñ Gøz Yâ§LârImI Sâñâ Hârâm Êttîm..

11) nefret'e Sevgiden fazLa Güvenirİm Dedİ ŞeYtan;ÇüNnkİ NeFReTİnN sAhtEsİ oLmAzz

12)ßiR GüLün ßédéLi ßiN YıLa ßédéL SéwginiN DéğeRi ßiR Ömré ßédeL ÖmrümüN DeğeRi SaNa ßédeL

13)Büyük aDim AT Korkma . .Uçurum Küçük Adimlarla Geçilmez! 14)ßu aLémDé KraLda TaniMam.... KURAL'da

15)Gitmek istiyorsan GidebilirsinBiz Ne ayrıLıkLr Görmüş AdamızÇekinme SEnde Vur SırtımdanBiz Ne ihanetLer GÖrmüş adamız..

16)Dün üstünde yürüdüğüm çimenler bu gün üzerimde yeşeriyor.!!!!!!!

17)Uzun bir yola Cıktım Geldim-Gördüm-Şaşırdım Sıkılmam Dedim Sıkıldım Tükenmem Dedim Tükendim Ezdirmem DeDim EZDİM Tek Yürek Geldim DAGITTIMGene Tek Yürek GidiYorum.. FazLa Söze Gerek Yok EskiLere Sorun Anlatsın Beni..

18)Gércék Dost'µ árámá O Hér zámán ÿánindadir Zátén ..

19)'AL£mIn kRaLı ßIzIz D£Dik KraL mIyIz? KRALIZ. RaCoNu bIz k£sIyoRuz D£dIk K£sIyoRmuyuz? K£SIYORUZ. rAcon sAnALdA kIzA a$ıK oLmAmAk kAnkA`ya yAmuk yApmAmAk!

Terbiyesiz Atalarımız....!

Atasözü : Kuru bok göte yapışmaz
Anlamı : Bir kişiye yapmadığı kesinlikle bilinen bir suçu yüklemeye çalışmak boşunadır.

Atasözü : Sıçılacak ağız göte yakın gelir:
Anlamı : Kişinin ağır hakaret görmesi, kendisinin buna yol açmasından ileri gelir.

Atasözü : Osuranın burnuna sıçmalı ki koku ala:
Anlamı : Yaptıklarıyla çevresini rahatsız eden kişiyi daha ağır eylemlerle rahatsız etmeli ki davranışının ne denli kötü olduğunu anlasın.

Atasözü : Osurukla boya boyanmaz:
Anlamı : Yeterli olmayan davranışla bir iş başarılamaz.

Atasözü : Koyunun götü bir gün açıksa keçininki her gün açık:
Anlamı : Davranışlarını herkesin beğendiği bir kimse bir gün yanlış bir iş yapabilir. Bu her gün yanlış iş yapanınkinin yanında kınanacak bir durum sayılmaz.

Atasözü : İt boku acından yer:
Anlamı : Kötü, yasadışı yollarla para kazananlar, geçimini sağlamak için başka yol bulamamamışlardır.

Atasözü : Göte yakın yerden et yememeli:
Anlamı : Bir sakınca doğurabilecek işe girişilmemeli.

Atasözü : Bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da:
Anlamı : Aynı aileden iyi insan da yetişir, kötü insan da.

Atasözü : Açık göte herkes tükürür:
Anlamı : Utanç verici, iğrendirici davranışları herkes tiksintiyle karşılar.

Atasözü : Adam olacak çocuk bokundan belli olur:
Anlamı : Bir kişinin yeni başladığı işte ilerleyip ilerleyemeyeceği daha ilk davranışlarından bellidir.

Atasözü : Ak göt kara göt hamamda belli olur:
Anlamı : Aynı sınavdan geçecek olanlardan kimin iyi, kimin kötü durumda olduğu sınavın sonunda belli olur.

Atasözü : A köse, sayilmadik kaç tel sakalin var?
Anlamı : Önemsiz bir kisinin kendini ve yaptigi isi önemli ve zor gösterdigi durumlarda söylenir.

Atasözü : Acikacak diye siçmaya korkar.
Anlamı : Çok cimri insanlar için söylenir.

Atasözü : Açgözlü daya (taya) çocugu.
Anlamı : Kanmayan, doymayan çocuklar ve yetiskinler için söylenir. Daya (taya), sütnine, dadi. (Farsça daye'den)

Atasözü : Ad Ali'nin göt Veli'nin.
Anlamı : Bir isi yapan, bu is için ugrasan kisinin adi anilmaz da bu isten yararlanan kisinin adi anilirsa kullaniliyor. "Ad" zamanla "At" oluvermis. Bu sözü kimileri "kim kime dum duma" anlaminda kullaniyor.

Atasözü : Adam bildim esegi, altina serdim dösegi.
Anlamı : Saygi gösterip yardim edilen kisinin terbiyesiz ve densiz oldugunu ögrenildiginde söylenen bir söz.

Atasözü : Adi ata bindi, ayagi yerde gezer.
Anlamı : Bk: Sanki esege bindi, ayagi yere sürter.

Atasözü : Adi(m) ulu, götü(m) kuru.
Anlamı : Ünü çok fakat sanilanin aksi bir durumda olan insanlarin sözü.

Atasözü : Adim adim yer edeyim, gör sana neler edeyim.
Anlamı : Ne yapacagini sezdirmeden karsisindaki insani yerinden etme çabasina girisecek olanlarin tehdit sözü.

Atasözü : Adimi güveç koy amma, ocak üstüne koyma.
Anlamı : Zor isler yapan biri olarak taninmak isteyen fakat aslinda zor isler yapmak istemeyen kisilerin yandas arayis sözleri.

Atasözü : Adimiz orospu, (fakat, hâlâ) ekmegimizi kuru yeriz.
Anlamı : Yasamak, kazanmak için kötü isler yapan fakat elinde avucunda hiçbir seyi olmayan insanlarin kullandiklari söz.

Atasözü : "Adin ne?" "Mülayim Aga." "Sert olsan ne halt edersin?"
Anlamı : Diyalog degil, monolog. Sert davranmakla hiçbir sey elde edemeyeceginin bilincinde olmak.

Atasözü : Aga diyeyim sana, yagin bulassin bana.
Anlamı : Yardakçilik yapan, kayirilmak istenen insanlari anlatmak için kullanilir.

Atasözü : Agzi açik ayran delisi.
Anlamı : Aptal aptal bakarak ortalikta salak salak dolastigi düsünülen insanlara giyabinda söylenen söz.

Atasözü : Agzimi yakti as olsa, basimi yardi tas olsa.
Anlamı : Zarar veren ama onu da beceremeyen insanlar için sonradan söylenen söz.

Atasözü : Agzinin domalmasindan Ömer diyecegi belli(ydi).
Anlamı : Yapilan kötülük ardindan söylenen, aslinda her seyi bastan anlayanlarin söyledigi bir söz.

Atasözü : Ah ahisi gitmis, of ofusu kalmis.
Anlamı : Güzel günleri, güzellik dönemi geçmis, çirkin günler, çirkin dönemi baslamis insanlar için kullanilir.

Atasözü : Ahmak islatan (yagmuru).
Anlamı : Öyle bir yagmur ki yagan, semsiyesiz yürüsem bir sey olmaz dersin, ince ince islanirsin. Böyle havalarda yürüyenlere ithaf edilmis bir söz bu.

Atasözü :Akim derken bokum der.
Anlamı : Tutarsiz olan, çeliskili konusan, kendini övmeye çalisirken kötü yönlerini anlatan insanlar için kullanilir.

Atasözü : Aklimi bokuma karistirdi.
Anlamı : Kafasi karisan, dogruyla yanlisi ayirdemeyen, ne yapacagini bilemeyen insanlarin sözü.

Atasözü : Aklim bokuma karisti.
Anlamı : Korku, saskinlik ve panik duygularini ifade etmek için kullaniliyor. Asiri mutlulukta kendini kaydenler için de.

Atasözü : Aklina turp sikayim.
Anlamı : Bir kisiye yanildigini, budalaca düsündügünü söylemek için kullanilir.

Atasözü : Aksayanla aksak, suya gidenle susak.
Anlamı : Baskalari ne yaparsa onu yapan insanlara söylenen bir söz. Susak, bati yörelerinde su tasimak için kullanilan genis agizli testi.

Atasözü : Aksam ahira, sabah çayira (nahira).
Anlamı : Yiyip, içip yatmaktan baska hiçbir sey yapmayan insanlara. Nahir, kirlara otlatmaya gönderilen davar (koyun-kuzu-koç) sürüsü.

Atasözü : Aksam Haci Mehmet, sabah eskici Yahudi.
Anlamı : Bazen iyi ve dürüst görünen kurnaz, dalavereci, cimri kisiler için. Herhalde o zamanlar "Haci" kavraminin içi bosalmamisti ki olumlu gösterildi.

Atasözü : Aksam kavurur, sabah savurur.
Anlamı : Zar zor kazandigini günübirlik harcayan, gelecegi düsünmeden yasayan kisiler için.

Atasözü : Aksam yezit diye öldürdüler, sabah sehit diye namazini kildilar.
Anlamı : Önce acimasizca suçlayip öldüren sonra da üzülen griplar için söylenirmis. Zaman geçtikçe güncelligi artiyor.

Atasözü : Al Allah kulunu, zapteyle delini.
Anlamı : Kimsenin engelleyemedigi, sonunu düsünmeden korkusuzca bir ise atilan kisilerin ardindan söylenir.

Atasözü : Al daglardan kengeri, ver devenin agzina.
Anlamı : Bedavadan isini gördüren ve haksiz kazanç saglayanlar için.

Atasözü : Al sana bir kaya, nerene (nereye) dayarsan daya.
Anlamı : Bir sorunun nasil çözülecegini bilemeyen ya da sorunu baskasinin sirtina yükleyen bir insanin sözleri.

Atasözü : Alacagin bir igne, çeligin okkasindan sana ne!
Anlamı : Ugrasi alanini daha büyük konularla ilgilenerek abartan kimselere. A

tasözü : Alacagina sahin, verecegine karga.
Anlamı : Alirken bütün gücünü kullanan, verirken bin dereden su getiren insanlar için kullanilir.

Atasözü : Alavere, dalavere, Kürt Mehmet nöbete.
Anlamı : Bütün yükü dümen çevirerek bilgisiz ve kimsesiz kisilerin üstüne atmakla ilgili bir söz. Daha o zamandan, kim bilir ne zamandan.

Atasözü : Alçacik alçacik damlar, bedava gitti bizim amlar.
Anlamı : Ev kadininin gelin gittigi evde (bazen yillar sonra bile) emsal gelinlere kiyasla yoksul görünen evinin alçak tavanina bakip, iç geçirmesi. A

tasözü : Aldi haberi, gitti kabari kabari.
Anlamı : Sevindirici bir haber alip, gerektiginden fazla övünerek gidenlerin ardindan.

Atasözü : Alin (derisi) degil, davul derisi.
Anlamı : Arsiz ve utanmayan kisiler için söylenir.

Atasözü : Alismis kudurmustan beterdir.
Anlamı : Bir seye alisti mi ondan kurtulmak çok zordur anlaminda.

Atasözü : Ali Faki'ya yazdirdik, daha beter azdirdik.
Anlamı : Uzmani sanarak gittikleri birinin durumu daha da karistirmasi.

Atasözü : Ali kiran bas kesen.
Anlamı : Çevrede terör estiren, sorumsuzca her istedigini yapan tek kisi için söylenir.

Atasözü : Almazsin, satmazsin, pazarda isin ne?
Anlamı : Ilgi alanina girmeyen konu üstünde gereksizce duran kisilere söylenir.

Atasözü : Alti aylik seyisligi var, kirk yillik at boku (fiski) eşeler (karistirir).
Anlamı : Deneyimsiz fakat çok bilmis gibi davranan, beceriksizlik yapan, ortaligi karistiran kisilere...

Atasözü : Altta kalanin cani çiksin.
Anlamı : Herkesin basinin çaresine bakmasini, güçsüz duruma düsmemesi gerektigini söylüyor...

Atasözü : Am budalasi.
Anlamı : Kadinlarin etkisinde, akli fikri kadinlarda ve cinsellikte olan kisi.

Atasözü : Am bulmus, killisini ariyor.
Anlamı : Amacina erismis, bir seyleri elde etmis daha da iyisini istiyor, elindekini begenmiyor anlaminda kullanilir.

Atasözü : Amasyanan bardagi, biri olmazsa bir daha.
Anlamı : Begenmedigini atip, bir baskasini alanlarin sözü.

Atasözü : Amı olanin imanı olmaz.
Anlamı : Kadinlar için söylenen bu sözü sanirim erkekler çikardi, nedendir ben bu sözü yasli bir teyzeden duydum.

Atasözü : Anadan siska, ne yapsin muska.
Anlamı : Kökü çürük, tedavisi olanaksiz kisiler için söylenir. Atasözü : Anan turp, baban salgam.

Atasözü : Anasini bellemek.
Anlamı : Birine (özellikle erkekler için) en duyarli konuyu örnek göstererek büyük bir kötüllük yaptigini söylemek.

Atasözü : Anasini satayim.
Anlamı : Bir durumu önemsememek. Ne olursa olsun, varim anlaminda.

Atasözü : Anasini sattigim.
Anlamı : Birine bela okumak. Lanetlemek.

Atasözü : Anasini sattim.
Anlamı : Bu isi yoluna koydum, basariyla sonuçlandirdim, siyirdim, kivirdim.

Atasözü : Anasinin -körpe- kuzusu.
Anlamı : Nazli, zor islere, sikintiya gelemeyen gençlere söylenir.

Atasözü : Anasinin gözü.
Anlamı : Çikarci, hileci, dalavereci, kurnaz kisiler için.

Atasözü : Anasinin nikâhi.
Anlamı : Uzak bir yer.

Atasözü : Anasinin nikâhini istemek. Anlamı : Sattigi malin karsiliginda çok fazla bedel istemek.
Atasözü : Anladimsa Arap olayim.
Anlamı : Konuyu anlamayan insanlar, Arap olmak belirgin bir ayriksilik yarattigi için olsa gerek, bu sözü kullanirlar/di.

Atasözü : Anlasildi Vehpi'nin kerrakesi.
Anlamı : Bu masum deyim, isin iç yüzünün anlasildigi, amacin belli oldugu zamanlarda kullaniliyor. Kerrake, ses olarak kötü bir seyi çagristirir gibi görünse de, aslinda bilim adamlarinin bir zamanlar giydigi ince kumastan yapilmis üstlüge verilen ad.

Atasözü : Ar namus tertemiz.
Anlamı : Namus ve utanma duygularindan tamamen siyrilmis.

Atasözü : Arabanin tekerine çomak sokmak.
Anlamı : Yolunda giden bir isi engellemek. Bk: Tekere çomak sokmak.

Atasözü : Aralari sekerrenk (oldu) aldi.
Anlamı : Dostluklari bozuldu. Sekerrenk Farsça'dan gelen, sariya çalan renk anlaminda bir kelime.

Atasözü : Arı satmis (yemis), namusu kiraya (tellala) vermis (arkasina atmis).
Anlamı : Namus duygusundan uzaklasmis, utanmaz, kötü yola sapma noktasina gelmis kisiler için kullanilir.

Atasözü : Arik altindan tarla bagislamak.
Anlamı : Çikar yolu göstermek, bu sözü vermek.

Komik Sms'Ler

Atalararimiz zamaninda Orta Asya'dan çikip da ters yöne gitselerdi, simdi Japon olurduk...

Ask bir pencere gibidir. fazla açarsan havani alirsin...Kaynanami kaybettim görenlerin görmezlikten gelmeleri rica olur...

Ask sözle baslar, dudak ile beslenir, dokuz ay sonra baba diye seslenir...

Adamin biri komsuya gitmis hamile kalmis.çünkü komsu kapiya kadar geçirmis...

Offff... Çok sikildim bu hayatin ikinci kanali yok mu?Insanlar AY'a benzer...

Kimseye göstermedikleri karanlik bir yüzleri muhakkak vardir...

Akilli olup dünyanin kahrini çekecegine deli ol dünya senin kahrini çeksin...

Oturarak basariya ulasan tek varlik tavuktur...

Türküm,Dogruyum, Çaliskanim, iyi gelirli bir bayanla evlenmek istiyorum...

Saçimi sübürge yaptim elektirik sübürgesi çikti beni terk etti...

Tanrim kör oldum...Artik kusura bakamiyorum...

Seni sensiz de yasayabiliyorum..En azindan kafami dinliyorum...

Adama sormuslar karinizla ortak bi özelliginiz varmi ? demiski var ayni günde evlendik..

Bi uçurumun kenarindan düssem ve tek dalim sen olsan düsmemek için seni kökünden sökerim..

Ne yersen ye asit yapar agzinda FALIMA gerek yok zaten disin yok agzinda.....

Erkekler neden kendileri ile ilgilenmeyen bayanlarin pesinden kosarki ! Köpeklerin kullanimayacagi otomobillerin pesinden kosmasi gibi !..

Gönlünde yer yoksa bana güzelim; fark etmez ben ayakta da giderim...

Sen sen ol kapi onünde ask yapma , askin gözü kördür ama komsununki asla :)

Sana yaza yaza yaz geldi.mesaja zam geldi.daha yazacaktim ama konturum bitti...

Paranin ne önemi var önemli olan miktari...

Erkekler limona benzer baktikça agzin sulanir yedikçe miden bulanir...

Kadin hakki diye bir sey yoktur,Çünkü hakki erkek ismidir...

Kendim için bisey istiyosam namerdin Allah'im Anneme guzel bi gelin nasip et!!Aminnnnn

Eskiden toz pembe hayallerim vardi ;simdi pembesi gitti tozu kaldi :((

Dün gece seni o kadar aradimki, Soguk vucuduma dokunmani okadar istedimki , yataga sensiz ve ciplak girmek zorunda kaldim! Nerdeydin canim pijamalarim..

Karanlikti,gözleri parliyordu egildim bacaklarini ayirdim,memelerini avuçladim.çok zevk aliyordum...çünkü hayatimda ilk kez inek sagiyordum

Elime aldim salladim salladim tam fiskiracaktiki hemen agzima aldim coca cola hayatin tadi...

Su anda her 100kisiden 35i uyuyor,10u yemek yiyiyor,25i çalisiyor,15i sex yapiyor,10u araba sürüyor,4ü ders çalisiyor,1tane salakta elinde telefon sms okuyor!

Ey daglari taslari herseyi yaratan rabbim herseye ayri bir güzellik insanlara mantik,akil ve zeka verirken bu mesaja bakan bu kulunu niye unuttun

Dogru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmis. Onuncu köyden sesleniyorum.

Karayollarinda degil, senin kollarinda öleyim...

Elimde Japon yapistiricim var ama yapistirmaya japonum yok!!!

Ben Aydan Sener bende Dünyadan Ufuk!!!

Erkekler ari gibidir,önce sokarlar sonrada Siskinlik gelir...

SANA BIR SEY SOYLEYECEGIM, AMA SAKIN UZULME; Dun Doktora, gittim bobregimde kum, kalbimde seni buldular!...

Ask bir muz kabugudur, dikkat etmezsen ayagin degil, hayatin kayar...

Yumurta sana dokunuyorsa sende git tavuga dokun!!!

Sevgi Sözleri...!

Gördüğüm en güzel rüya senin olduğun,
Duyduğum en derin sevgisenin eserin,
Gördüğüm en güzel dünya senin gözlerin,
Ve kurduğum en güzel hayal sensin.

Aşka burun kıvırmayin o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir.
O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için,
Her bitkinin sürekli bakıma ihtiyaci olduğunu unutmayın.

Eğer öldüysen, şu anda yıldızlara uzanırsan, yıldızların ışıklarını topla.
Taç şeklinde saçlarının arasında sonsuza dek parlasın.

Seni seviyorum diyebiliyorsam
Bu sende bütün insanlığı ,
Bir anlamda bütün canlı olan herşeyi,
Ve yine sende kendimi seviyorum demektir.

Gül bahçesinde geçse de ömrüm ,
Senin üstüne gül koklamam gülüm!
Seni koklamak olsa da ölüm ,
İnan uğrunda ölmeye değersin gülüm

Sevmek saçak altına sığınan göçmen kuşun,
Kar tanecikleri arasında uçuşan beyaz tüyünü görebilmektir.
Ben seni dün sevmedim çünkü dün bitti.

Ben seni bugün sevmedim çünkü bugün bitecek.
Ben seni yarın sevdim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek

Mehtap sularda gümüşten bir iz bırakırken,
Gökte yıldızlar parlıyordu.
Yalnız kaldığım günler ve geceler,
Kalbim her yerde seni arıyordu.

Yaşamın kaynağı sevgiyse eğer,
Sevgi mutluluk, mutluluk paylaşmak,
Paylaşmak dostluk, dostluk hatırlanmak,
Hatırlanmak unutulmamaksa eğer, demekki sevilmişiz.

Eğer birgün bulusacağımız yere gelemezsem.
Dünyanın bütün renklerinden oluşan bir demet çiçek yaptır.
Çünkü beni senden ayıracak olan tek kuvvet,
Ölüm beni yakalamış demektir.Sevmek seni seviyorum demek değil..... Seni seviyorum derken titremektir..

Karlı bir çam ormanında nefes almak bahtiyarlığına benzer seni sevmek..

Yüzünü alıyorum elime yaşam budur ,
Bir gülün akşamı da budur
Seninle doğmak yeryüzüne her sabah
Ve silinmek seninle.

Sen yollara yürürsen , çiçekler de yürür, şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa,
Bir çocuk kapıları kırıp kırlara koşmazsa,
Sen ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür,
Gülüşü ışık olupta yüzüme akan düş,
Sen uzak kıyıların adamı,
Sen benim yüreğimde açan gülsün..

Sevgilim yalan söylersem sana, kopsun ve mahrum kalsın dilimSana
" SENİ SEVİYORUM" deme bahtiyarlığından sevgilim,
Yalan yazarsam sana kurusun ve mahkum kalsın elim ,okşayabilmek saadetinden seni
Sevgilim yalan söylersem sana gözlerim iki damla gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni birdaha.

Bana geleceksen herşeyinle benim olarak gel.
Bir emanet gibi geldikten sonra,
Yanımda olmanın ne anlamı kalır ki

Seni Sen olduğun için değil ,
Seni bende bulduğum için seviyorum .

Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da...
Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de..
Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek.
Seni Seviyorum ya, iste o en büyük gerçek...

Özlemek güzel şeydir, özlüyorsa Özlenen
Beklemek güzel şeydir, gelecekse beklenen
Sevmek güzel şeydir, seviyorsa sevilen...

Benim sevgim, zaman ve uzaklıkla sınırlı değildir.
Zamanı kaldırınca aynı andayız.
Uzaklığı kaldırınca aynı yerdeyiz.
O zaman her an ve her yerde seninle birlikteyiz...

Aşk yaşanır anlatılmaz..

Kalbim seni unutacak kadar hainse,
Ellerim onu parçalayacak kadar asidir.

Sevdigini özgür bırak ,
Geri gelirse o senindir
Geri gelmezse, zaten hiç senin olmamıştır...

Eğer çölde açan bir çiçek olsan
Seni kurutmamak için hep ağlardım.
Gözyaşımda bir damla olsaydın,
Seni kaybetmemek için asla ağlamazdım.

Fıkralar...!

TeMeL FıKRaLaRı......

HALİNE ŞÜKRET

Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.--------------------------------------------------------------------------------
SAY

Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:-Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim.Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?Küçük Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.Hoca:
-Aferin sana Temel, tebrik ederum, der.Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca:-Peki say bakalım, demez mi?Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti.

TEMEL'İN OĞLUT

emel'in oğlu küçük Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?Küçük Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi oriya...Öğretmen şaşkın:-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev mahvoldu...Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam ağzı açuk uyur...

BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?

Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!

FADİME'DEN E-POSTA...

Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir:
-"Sevgili Kocacığım,Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın)"

VERGİ

Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...

GEÇİM ÇARESİ

Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler...Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun... Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...

MÜTEAHHİT TEMEL

Bizim Temel, Amerikalı ve İngiliz’le telefon direği dikme ihalesine girmiş. Müdür şöyle bir öneri getirmiş:
-Hepiniz aynı teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli. Bir yarışma yapalım, kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak...Üçüne de 5 saat süre ve yeterince direk verilmiş. Amerikalı 40, İngiliz 50, Temel de sadece 4 direk dikmiş. Müdür kızmış:
-Nasıl olur, bak diğerleri bir sürü direk dikmiş...
-Mudür bey siz onların diktuğu direkleri görmedunuz... Nerdeyse tamami dişarda...

KAPLUMBAĞA TEMEL

Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp; bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, herşeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok. Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa:
-Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim...Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir,iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar:
-Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?...-Elbette...Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış:
-Gitmiyorum işte, gitmiyorum...

YILAN TEMEL

Yılan Temel, arkadaşı yılana sormuş:-Haçan, biz zehirli yilan miyuk?
-Heee, n'oldu ki?
-Dilimi ısırdum da...

FADİME FEMİNİST OLURSA

Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der:
-Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı...Alman konuşmacı:
-Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış...Fadime kürsüye çıkmış:
-Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...

KIZARTMA

Bizim Temel karakolda başkomiserdir. Bir gün bir kadın gelir:
- Komiser bey komiser bey! Kocama tavuklu bezelye yapacaktım ... Ben onu haşlayana kadar kocamı markete bezelye almaya gönderdim. Gidiş o gidiş gelmedi... Ben ne yapacağım?Komiser Temel kadına hiç bakmadan:
- En eyisi siz o tavuğu kizartma yapin.

BEN NE YAPIYORUM?

Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder:
- Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek.Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır:
- Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk.Temel heyecanla:
- Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti...Dursun:
- Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun...Temel:
- Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun...

SAĞIR KİM?

Temel doktora gitmiş:- Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...
- Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
- Karıcuğum bugün yemekte ne var?Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
- Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?
- Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...

NEYE BASIYOR?

Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?

KİMİNLE EVLİ?

Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
- Kiminle evlisin?- Bizum kariylan!Hakim sinirlenmiş:- E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasil duymadum!..
- Kimmiş?- Bizum kari.

ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP

"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"

HERKES BİLİYOR

Temel, Paris'te bir dükkâna girmiş. Bakmış, dükkânın bir köşesinde harika bir papağan... Hayran hayran seyrederken, dükkân sahibi yanına gelip, "Bu harika bir kuştur, karşısına geçene bakar ve ona nasıl birisi olduğunu söyler" demiş. Temel, papağanın karşısına geçer geçmez, kuş "Sen aptalsın" demiş. Temel, papağanı satın almak istemiş, ancak adam satılık olmadığını söylemiş. Bunun üzerine Temel, papağanın yumurtalarından rica etmiş. Adam, "yarın gelin verelim" demiş. Ertesi gün gittiğinde Temel'e üç tane yumurta vermiş. Temel derhal Trabzon'a dönmüş, eş
-dost, akraba, komşu kim varsa toplamış ve papağanın özelliklerini anlattıktan sonra, gururla yumurtaları göstermiş ve hep birlikte yumurtaları kuluçkaya yatırmışlar. Bir süre sonra, yumurtalardan birisi çatlamış ve içinden normal bir tavuk civcivi çıkmış. Bir anlam verememişler. Fakat, ikincisinden bir bıldırcın, üçüncüden de keklik çıkınca, Temel'in tepesi atmış. Uçağa atladığı gibi varmış Paris'e, dükkânı bulmuş, dalmış içeriye... Papağan, Temeli görür görmez, "Sen salaksın" demiş. Temel daha da kızmış ve "Ula baa bak" demiş, "benum salak olduğumi burda bi sen bileyisun, ama senun orosbi olduğuni Tirabizonda cümle âlem bilıyi".

NESİ VAR?

Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir:
-Bana bir sinek ilacı verir misiniz?Temel:
-Tabii, sineğunuzun nesi var?

TEMEL DENEY YAPINCA

Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince,
-Kuru fasülyeye gül asiladuk, demis.
-Peki, punu niye yaptiniz? -Yellenince gül kokayi.

BİZ BUNU İSTEMEDİK Kİ

Iki boyaci olan Temel (kisa boylu) ile Idris (uzun boylu), bir bayrak diregi boyama isini almislar. Bu is icin ne kadar boya alacaklarini hesaplamak icin diregi olcmeye calismislar. Capini olcmek kolay olmus ama yuksekligi?? Onu olcmek icin Temel Idris'in omuzlarina cikmis ama diregin tam tepesine ulasamamis. Idris;
-'Ben senden uzun boyluyum. Bir de ben deneyim' deyip Temel'in omuzlarina cikmis ama gene ayni sonuc... Oturup ne yapacaklarini dusunurken yanlarina iri-yari bir adam yaklasip ne yaptiklarini sormus. Temel'le Idris sorunu anlattiktan sonra, adam diregi yerden guc bela sokup yere yatirmis. Boyunu olcup tekrar yerine diktikten sonra yoluna devam etmis. Gittikten sonra Idris'le Temel bakisip gulusmusler:
-'Aptal herife bak! Biz ona yuksekligini sorduk o bize uzunlugunu verdi.'

TEMEL MODAYA UYARSA

Bizim temel bi yerden duymus, es degistirme moda diye!
- Ula Dursun demis.. 'Es degistirmek pek bi modaymis, hadi bu gece biz de degistirelim...''Tamam demis Dursun...'O gece Temel'lerin yatak odasi:
-'Ula Dursun, bizim karilar su anda ne yapiyor acaba?' PROPAGANDATemel secimlerde aday olmus, buyuk kalabaliga karsi konusma yapacak, hazirlanmis, kursuye cikmis. Cebindeki kagidi aramis bulamamis. Bunun uzerine secmenlere seyle seslenmis:
- Sevgili hemsehrularim, puraya celirkeen neler soyleyecegimu pir Allah pir de pen pileydum, simdi ise sadece Allah piliy.

BU YENİ

Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'temelde:5 yilda diye cevap veriyor...
-yazik bizde olsa 1 yil..biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..temelde:'2 yil diye cevap veriyor.turist:
- yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..temel:
-2 ay diyor.adam gene:
-yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
-hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa..

TEMEL HIZ AYARINDA

Temel Amerika'ya gitmis. Orada araba kullanirken yandaki yazilari okumaya baslamis.
'Speed Limit 80
'Temel hizini 80'e ayarlamis.
'Speed Limit 60'
Temel hizini 60'e ayarlamis.
'Speed Limit 40'
Temel hizini 40'a ayarlamis.
'Speed Limit 20
'Temel hizini 20'ye getirmis.
Bu arada da iyice sinirlenmis. Daha sonra bir tabela daha gormus.'WELCOME TO SPEED LİMİT'.

TEMEL VE KÖPEĞİ

Temel ve köpeği Karabaş trene binerler.Aynı kompartmandaki yolculardan biri Temel'e:
-Köpeğinize dikkat edin lütfen,şu anda kocaman bir pirenin vücudumda dolaştığını hissediyorum.Temel gayet sakin:
-Uy karabaşum dikkat edesun,bu adamda ppire vardur,sana ta geçebulur.

İNANMAZSIN

Kadinin biri evindeki dolaptan sikayetciymis. Çunku yoldan otobus gecince ses cikartiyormus. Dolabini yaptirmak icin kocasina soylemeden bir tamirci cagirmis tamirci eve gelmis ve dolabi neresinden ses ciktigini anlamak icin dolabin icine girmis ve otobusun gecmesini beklemis. Tamirci dolaptayken eve kadinin kocasi girmis ve dolaptan bir sey almak icin dolabi acmis bi bakmis icerde bir adam. SormuŞ ne isin var burada diye adamda soyle cevap vermis:
- valla abi otobus bekliyorum desem inaanmassin....

UNUTKAN TEMEL

Temelde aşırı bir unutkanlık başlamış.Bu rahatsızlığı sebebiyle doktora gitmiş.Doktor Temel'e nesi olduğunu sormuş.Temel:
-son günlerde çok unutkan oldum herşeyi çok çabuk unutuyorum demiş.Doktor:-hımm peki ne zamandan beri bu durum var?Temel:
- ne durumu doktor bey?

AYAKLARI UZUN

Temel yeni yaptığı ahırına hayvanları yerleştiriyormuş. Fakat sıra develere geldiğinde, develerin kapıdan geçemediğini anlamış. Başlamış kapının üst kısmını parçalamaya. Ordan geçen biri.adam -Birader napıyon sen?temel:
-Ula devenin boyni çok uzun , kapıyu uzatayrumadam:
-Ulan salak kapının girişindeki toprağı biraz kazsana..temel:
-Salak sensin da, devenin boynu uzun ayakları değul !!!

HOCAM TEMELE BİR ŞANS DAHA VER

35 yasini deviren Temel hala ilkokul diplomasini alamamistir. Ayni ogretmen de ona hala sans vermekte ama faydasi olmamaktadir. Trabzon ahalisi artik hocaya kizmaktadir. Bunun uzerine hoca Avni Aker,de kamuya acik son bir sinav daha yapmaya karar verir. Gun gelir ve sinav baslar. Hoca sorar:
-2 kere 2 ne eder.Temel dusunur dusunur ve ....5 der. Stadtan bir ugultu yukselir.
- Oglum heyecenlanma iyi dusun.Temel:... 3 der. Stadtan daha yuksek bir ugultu yukselir.
- Oglum sana son bir sans daha veriyorum. Heyecanlanma iyi dusun.Temel:-'4!'Stadtan:'HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER, HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER!....!

3 VAMPİR

3 vampir varmış Biri alman biri ingiliz biriside bizim temel bunlar havada uçarlarken alman aşağıya inmiş ağzı burnu kan içinde gelmiş:almana sormuşlar:
-Neden ağzın burnun kan içinde?Almman:
-Aşağıdaki kadının kanını emdim .ingiliz aşağıya inmiş ağzı burnu kan içinde gelmiş.İngiliz'e sormuşlar:
-Neden ağzın burnun kan içinde?İngiliz:-aşağıdaki adamın kanını emdim.Temel'de aşağıya inmiş oda ağzı burnu kan içinde gelmiş.Temel'e de sormuşlar:-Neden ağzın burnun kan içinde?Temel.
-Aşağıdaki direği görüyormusunuz?Vampirler:-Evet.Temel:-ama ben görmedim.

SIRDAŞ

Ülkeler arasında bir ``sır tutabilme´´ yarışması düzenlenmiş. Bu yarışmaya Temel de katılmış. Temel'e, bir Amerikan'a ve bir İngiliz'e birer sır vermişler.Amerika'lıya işkence yapmaya başlamışlar, üç günden fazla dayanamamış, sırrını söylemiş.İngiliz'e işkence yapmaya başlamışlar, bir iki hafta sonra o da söylemiş sırrını.Sıra Temel'e gelmiş;
-günler haftalar geçmiş ama nafile. Söylememiş sırrını ve kazanmış yarışmayı.Birkaç dakika sonra Temel başlamış kafasını duvara vurmaya:
-HATURLA ONİ DA,HATURLA ONİ...

BiLiMSeL FıKRaLaR......

UNUTKANLIK
Bir bilim adaminin deney raporlarindan:
1. gun : Fare uzun sure labirentin icinde dolandi ama peyniri bulamadi. Icguduleri zayif.
3. gun : Negatif. Sadece labirenti degil, odanin hemen her yerini aradi; tum dolaplari, cekmeceleri, kavanozlari karistirdi. Hatta bir tablonun arkasina ve ceplerime bile bakti. Bu fare tam bir salak.
7. gun : En ufak bir ilerleme yok. Artik arama istegini bile kaybetti, telefonla kosedeki bufeden iki karisik tost, bir ayran istemis. Zekadan boylesine yoksun olusu deneylerimde yol almami onluyor.
18. gun : Zamanla becerilerini gelistirmesi lazimdi,ama sifir! Bursa'dan aradi, 'kaygilanmamami, peyniri bulacagini' soyledi. Ona gittikce peynirden uzaklastigini anlatmaya calistim, ama dinlemedi. Ciddi zeka problemi!
74. gun : Umutsuzluga kapiliyorum; fare, henuz bir zeka belirtisi gosteremedi. En son Tibet'ten aradi, hayatin anlami gibisinden birsey buldugunu soyledi. Ama peyniri bulamamis ve artik umrunda da degilmis. Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye kuflu peynirler kaldi.
93. GUN : LABIRENTIN ICINE KOYMAYI UNUTTUGUM ICIN FARENIN PEYNIRI BULAMADIGINI FARKETTIM.
SOBA
Bir gün bir jeoloji mühendisi, bir mimar ve birde fizikçi bir köyde IQ'sü çok yüksek olan ve kücük bir köyde yaşayan bir adamın yanına onu tanımak için gidiyorlar.Eve vardıklarında adamın karısı onları karşılıyor çay ıkram etdikten sonra kocasının bir işi olduğunu ve hemen gelecegini söylüyor.Bu üçlü adamı beklerken evdeki sobanın çok qarip bi şekilde eyimli ve yerden yaklaşık 40-45cm yüksekte olduğunu fark ediyorlar ve çeşitli yorumlar yapıyorlar.Fizıkçi:
- Bence soba bu şekilde iken evdeki hava akımlarını dıkkate alırsak daha fazle ısıtır. Mimar:-Bu soba evin mimarisine göre yapılmıştır. Jeoloq:
- Bu bölgenin jeotermal ve coğrafi konumundan dolayı böyledir. Bunlar bu konuyu tartışıken adam gelıyor.ve tartışmaya son noktayı koyuyor.
-BORU YETMEDI.
EVLİLİK
Adam karisi ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasindan cikarak kadinin yanina gelir ve:
-'Kocanizin olmemesini istiyorsaniz su kagida yazdiklarimi uygulayacaksiniz' der.
1-Sabahlari guler yuzle guzel bir kahvalti hazirlayinve ise mutlu gitmesini saglayin.
2-Ogleleri eve geldiginde guler yuzle karsilayin ve guzel bir ogle yemegi ile takdir edildigini hissettirin, boylece gunun geri kalan kismini da iyi gecirmesine yardim edin.
3-Aksamlari eve geldiginde yemek ozellikle guzel olmali. Eve gelince eline bir kadeh icki verin dinlenmesini saglayin.
4-Haftada en az uc kere birlikte olun, eger isterse daha fazla birlikte olun.Ve tamamiyla tatmin oldugundan emin olun.'Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsaniz kocanizin saglik yonunden hicbir problemi olmayacak' der doktor. Eve geldiklerinde adam karisina sorar,
-'Ne dedi doktor sana?Kadin cevaplar:ÖLECEKMİŞSİN !!
NOSTRADAMUS
Nostradamus adındaki biradam geleceği ve kainattı görür. İlk önceleri korkar ama sonra alışır. Ona deliderler ama onlar gerçektir. O, 1 ci 2 ci dünya savaş larını görür atom bombalarını doğanın yok oluşunu herşeyi ama herşeyi görür yani kısaca (0,500 yıl önce bugünü ve yarını gördü... o gün o,na deli dediler ... bugün ise söydiklerini değerlendirmek bize düşüyor...
SAĞIR
BİR BİLİM ADAMI ÇEKİRGELER ÜZERİNDE ARAŞTIRMA YAPIYORMUŞ ÇEKİRGENİN
1'İNCİ AYAĞINI KOPARMIŞ.ÇEKİRGEYE ZIPLA DEMİŞ. ÇEKİRGE ZIPLAMIŞ.RAPORUNDA ÇEKİRGENİN 1'İNCİ AYAĞINI KOPARDIM.ÇEKİRGEYE ZIPLA DEDİM ÇEKİRGE ZIPLADI DİYE YAZMIŞ.ÇEKİRGENİN
2 VE 3'ÜNCÜ AYAĞINI KOPARMIŞ. ÇEKİRGEYE ZIPLA DEMİŞ ÇEKİRGE YİNE ZIPLAMIŞ.RAPORUNDA ÇEKİRGENİN
2 VE 3'ÜNCÜ AYAĞINI KOPARDIM.ÇEKİRGE YİNE ZIPLADI.DİYE YAZMIŞ.BİLİM ADAMI ÇEKİRGENİN
4'ÜNCÜ AYAGINI KOPARMIŞ. ÇEKİRGEYE ZIPLA DEMİŞ ÇEKİRGE ZIPLAMAMIIIŞ.RAPORUNDA ÇEKİRGENİN
4'ÜNCÜ AYAĞINI KOPARDIM.ÇEKİRGEYE ZIPLA DEDİM.SONUÇ:ÇEKİRGE SAĞIR OLDU.
TEMEL
Bir gün bütün ülkelerin bilim adamlarının davet edildiği bir uzay konferansı için Türkiyeden de bir bilim adamının da yollanması için davetiye gönderilmiş. Düşünmüşler düşünmüşler kimi yollayalalım diye en sonunda Temeli göndermeye karar vermişler. Temel konferansa gitmiş . Konferans başlamış Rus bilimadamı hemen ilk uzaya biz gittik diye böbürlenmiş, Amerikalı bilim adamı aya ilk ayak basan biziz diye böbürlenmiş sırayla tüm ülkelerin bilim adamları konuşmuş, bir ara Amerikalı bilim adamı Temele dönmüş siz ne yaptınız ne çalışmalarınız var diye sormuş, salonda derin bir sessizlik olmuş ve bütün başlar Temele çevrilmiş Temel şöyle bir etrafına bakmış ayağa kalmış ve göğsünü kabartarak Biz Güneşe gidecağüz demiş. Birden bir uğultu ve kıpırdanmalar başlamış ve hemen Rus sormuş ama mümkün değil henüz güneşe erimeden ulaşacak bir uzaygemisi yapılmadı demiş. Temel yine göğsünü kabartarak biz onu da düşündük akşam serinluğunda gidecağuz demiş.
KONSERVE
Bir fizikçi bir kimyacı ve bir matematikçi çölde kaybolmuşlar. Yanlarında sadece 1 kutu konserveleri varmış ama konserveyi açabilecek herhangibir aletleri yokmuş. Diğerleri Fizikçiye 'hadi bakalım fizik bilgini kullan ve aç konserveyi' demişler. Fizikçi uğraşmış ama açamamış ve Kimyacıya vermiş. Alda sen aç kimya bilginle demiş. Kimyacı uğraşmış uğraşmış açamamış. Sonra konserveyi matetatikçiye vermişler 'sıra sende' demişler. Matematikçi konserve kutusuna bakmış bakmşş ve demişki: 'VARSAYALIM AÇIK...'
TEZ DANIŞMANI
Bay Tilki bir gün ormanda dolaşırken Bay Tavşan'a rastladı. Bay Tavşan bir şeyler yazmakla meşguldü.
- Kolay gelsin, Bay Tavşan. Ne yazıyorsuunuz?
- Doktora tezimin 1. bölümünü yazıyorum..
- 1. bölümde teziniz ne? - Tavşanlar tilkileri nasıl parçalar?
- Yapmayın! Bu hiç de doğru değil. Bu biir bilim adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik. Teziniz kökten yanlış.- Yaa..! Öyle mi? dedi Bay Tavşan, 'Pekii, gel de deneysel kanıtı gör öyleyse.'Bay Tavşan önde Bay Tilki arkada çalılığın arkasına doğru ilerlediler. Bir süre sonra Bay Tavşan yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp geldi ve yerine oturarak yazmaya devam etti.Bir zaman geçti. Bay Kurt'un yolu Bay Tavşan'ın bulunduğu yere düştü. Bay Kurt sordu:- Kolay gelsin, Bay Tavşan. Ne yazıyorsuunuz?
- Doktora tezimin 2. bölümünü yazıyorum..
- 2. bölümde teziniz ne? - Tavşanlar kurtları nasıl parçalar?
- Yapmayın! Bu doğru değil. Bu bir bilimm adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik. Teziniz kökten yanlış.
- Yaa..! dedi Bay Tavşan,'Gel de sana deeneysel kanıt göstereyim.'Bay Tavşan öönde Bay Kurt arkada çalılığın arkasına doğru ilerlediler. Bir süre sonra Bay Tavşan yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp geldi ve yerine oturarak yazmaya devam etti.Biz de neler olduğunu merak ettik, tabii. Çalılığın arkasına dolanıp baktık ki Majesteleri Aslan, Ormanın Kralı, haşmetle oturuyor ve etrafında parçalanmış kurt ve tilki.Kıssadan Hisse:Tezinizin ne olduğu hiç önemli değildir; önemli olan tez danışmanınızın kim olduğudur.
ARABA
Bir hafta sonu, bir makine mühendisi, bir elektronik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş arabayla, dağ evine pikniğe gitmek isterler. Giderlerken ıssız bir yerde arabaları bozulur. Hepsi de bunun nedeni hakkında kendi meslekii tecrübelerini de katarak yorum yapmaya başlarlar.Makine mühendisi:
-Bunun mutlaka mekanik bir arızası vardıır. der.Elektronik mühendisi:
- Yok yok bunun ateşlemesinde bir problem var, bujilerini temizleyelim. der.Bilgisayar mühendisi ise şöyle konuşur:
-Çıkıp bidaha girelim belki düzelir !!!
PROFESÖR
Adamın biri balona binmiş ve uçarken yolunu kaybedip bilmediği bir yerde bir çayıra doğru sürüklenmiş. Balonun aşağıda çok yaklaştığı bir sırada aşağıda birini görmüş ve sormuş:- Kayboldum, nerede olduğu söyleyebilir misiniz?
- Bir çayırın üzerinde uçmakta olan bir balonun içinde şu kadar yüksektesin! Balondaki şahıs bu cevap üzerine:
- Siz profesör olmalısınız.
- Evet, nereden anladınız?
- Söylediğiniz herşey %100 doğru fakat vverdiğiniz bilgiler hiç bir işe yaramıyor. Bunun üzerine aşağıdaki adam, yukarıya seslenir:
- Siz de işadamı olmalısınız.- Evet, siz bunu nereden anladınız?
- Birincisi, kim olduğunuzu, nereden gelldiğinizi, nereye gitmek istediğinizi, amacınızı bilmiyorum ve tamamen kaybolmuş durumdasınız, buna rağmen size yardımcı olmamı bekliyorsunuz. İkinci olarak da, benimle karşılaşmadan önce hangi durum ve pozisyonda idiyseniz şimdi de aynı yerdesiniz buna rağmen beni suçluyorsunuz.
SARIŞIN-GARSON VE İNTEGRAL
İki erkek matemetikçi bir bara gider. Birincisi ikincisine ortalama bir kişinin matematik hakkında çok az şey bildiğini söyler.İkincisi buna katılmaz ve bir çok insanın yeterli miktarda matematikle başa çıkabileceğini iddia eder.Birinci matematikçi tuvalete gider. Onun yokluğunda ikinci matematikçi garson kızı çağırır. Ona bir kaç dakika sonra arkadaşı döndügünde kendisini tekrar çağıracağını ve bir soru soracağını söyler.Bütün yapacağı ``iks küp bölü üç' diye yanıt vermektir.Kız tekrarlar:
- `eks küp... ne?' Matematikçi düzeltir `iks küp bölü üç'Kız:
- `Eks küp bölü üç?
-' Evet der matematikçi.Kız tamam deyip, kendi kendine mırıldanarak uzaklaşır,
-`iks küp bölü üç, iks küp...'Birinci matematikçi döner ve ikincisi kendi görüşünün doğruluğunu kanıtlamak için iddiaya girmelerini teklif eder.Sarışın garson kıza bir integral soracağını söyler, birincisi gülerek kabul eder.İkinci adam garson kızı çağırır ve sorar
- `x karenin integrali nedir?' Garson kız yanıtlar
-`x küp bölü üç', uzaklaşırken de ekler
- `artı bir sabit sayı'!
MATEMATİKÇİNİN METRESİ
Bir doktor, bir avukat ve bir matematikçi bir metres ya da bir eş edinmenin iyi ve kötü yanlarını tartışıyorlardı. Avukat der ki:
-Kesinlikle metres daha iyidir. Eğer bir karınız varsa ve boşanmak isterse, bir sürü yasal problem çıkar.Doktor der:
- Bir karınızın olması daha iyidir çünkü eş bir tür güven duygusu verir ve stress düzeyinizi düşürür, bu da sağlığınız için yararlıdır.'Matematikçi der;
- İkiniz de yanılıyorsunuz. Hem metresiniz hem de karınız olmalı ki karınız metresinizle ve metresiniz karınızla olduğunuzu düşündüğünde siz rahat rahat matematik çalışıyor olabilesiniz.
KAÇ KİŞİ
Bir matematikci, bir biyolog, ve bir fizikci sokak kahvesinde oturmuslar yolun karsi tarafinda ki binaya girip cikanlari gozluyorlarmis.Once binaya iki kisinin girdigini gormusler. Bir sure gecmis uc kisinin binadan ciktigini gormusler. Fizikci :
- ' Ölcme hassas degildi'Biyolog :
- ' Üremislerdir'Matematikci :
- ' Simdi iceri bir kisi daha girerse bina tam olarak bos olacaktir.'
MATEMATİKÇİ
Yeni evli bir çift balaylarında Ürgüp
-Göreme bölgesinde geziye çıkmaya karar verirler. Yeraltı şehirlerini gezerlerken birden önlerine bir yol ayrımı çıkar ve duvarlarda artık çıkış yönünü gösteren okların olmadığını fark ederler. Genç adam telaş içinde bağırmaya başlar:
``YARDIM EDIN KIMSE YOK MU?'Bir süre adamın kendi sesinin yankısından başka bir ses duymazlar. 10-15 dakika sonra duydukları değişik bir ses şöyle demektedir:
``Merhabaaa! KAYBOLDUNUZ!
'Morali daha da bozulan adam çaresizlik içinde tepinmeye başlar. Genç kadın ise gayet sakin omuz silker ve:
``bu sesin sahibi mutlaka bir matematikçidir' der. Kadının sakinliği üzerine canı daha da sıkılan adam :
``Hadi canım sen de! Nereden çıkardın bunu?' diye sorar. Kadın:``Üç nedenim var' der ve sayar:
``Bir, yanıtın gelmesi gereğinden uzun sürdü. Iki, yanıtı doğru; kaybolduk.Üç, bu yanıtın kimseye bir yararı yok!'
KONSERVE
Bilgin Çokbilgiç çılgın deneyi için biri mühendis, biri fizikçi ve biri matematikçi üç meslektaşını kaçırır. Her birini ayrı bir hücreye hapseder. Her hücrede kibrit, su ve konserve yiyecekler vardır, fakat konserve açacağı yoktur. Bir ay sonra deneyinin sonucunu öğrenmek için meslektaşlarını ziyaret ettiğinde, mühendisin hücresini boş bulur. Mühendis gizlice hücreye soktuğu
``Swiss-Army' çakısı ile konserve kutularından aliminyum kırıntıları kazımış. Daha sonra bunları kibritlerin uç kısımlarındaki ecza ile karıştırarak yaptığı patlayıcı ile hücre duvarını havaya uçurmuş ve böylece kaçmayı başarmıştır. Çokbilgiç 2. hücreye baktığında ise, fizikçiyi neşe içinde konserve bamya yerken bulur. Konservelerin belli bir açı ile duvara atıldıklarında açıldıklarını keşfeden fızıkçi hem iyi bir hentbolcu olmuş, hemde yeni bir Quantum Teorisi geliştirmiştir. Son hücreye baktığında, Çokbilgiç hücrenin bir köşesinde matematikçi dostunun cansız bedenini görür. Duvarlardan birinde ise şöyle yazmaktadır:
TEOREM:KONSERVELERİ AÇAMAZSAM ÖLECEĞİM.
İSPAT:FARZEDELİM Kİ BEN ÖLDÜM.
2 KERE 2
Dünyanın en büyük zekalarının oluşturduğu bir topluluğa şu soru sorulur:
``2*2 nedir?'Mühendis iyice eskimiş sürgülü hesap cetvelini çıkarır, şöyle bir sallar ve sonuçta:
``3.99' diye ilan eder.Fizikçi teknik notlarını karıştırır, problemi bilgisayarında kurar ve:
``yanıt 3.98 ile 4.02 arasındadır' der.Matematikçi dünyadan uzak, bir süre huşu içinde düşüncelere dalar, sonra da:
``yanıtın ne olduğunu bilmiyorum ama bir yanıtın varlığını kesinlikle söyleyebilirim' der.Filozof: ``Evet ama, 2*2 ile ne demek istiyorsunuz?'Mantıkçı:
``Lütfen 2*2'yi daha detaylı tanımlayınız.'Muhasebeci, bütün kapı ve pencereleri kapatıp, dikkatlice çevresini kolaçan ettikten sonra:
'SİZ yanıtın ne olmasini isterdiniz?' diye sorar.
SANDIKLARIN SAYISI
Bir matematik dersi sırasında okutman aniden duraksayıp önündeki masaya bir süre dikkatle bakar. Sonra öğrencilerine dönüp 6 küme kağıt getirdiğini sandığını fakat ne şekilde sayarsa saysın masada sadece 5 küme olduğunu söyler. Bir süre daha sessiz kalıp sonra da şu hikayeyi anlatır: '
``Gençken Polonya'da büyük matematikçi Waclaw Sierpinski ile tanışmıştım. O zamanlarda bile oldukça yaşlı ve unutkandı. Bir seferinde herhangi bir nedenle yeni bir eve taşınmaları gerekmişti. Karısı matematikçinin hafızasına fazla güvenmedıgı ıçın, bütün eşyaları ile birlikte sokağa çıktıklarında şöyle demiş:
- Şimdi ben taksi çağırmaya gideceğim, bbu arada sen de 10 sandığımızın başında bekle.Karısı gitmiş ve matematikçiyi hafifçe dalmış, kendi kendine mırıldanır halde bırakmış. Birkaç dakika sonra karısı taksiyle birlikte döndüğünde, Bay Sierpinski (belki de gözünde küçük bir pırıldamayla) demiş ki:
- On sandığımız olduğunu söylemıştın amaa ben sadece 9 tane saydım.
- Hayır, ON tane var! - Hayır, say bak: 0,1,2,...

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Aşk ve sevgi Sözleri...!









*Sen benim gözlerimde saf bir gerçek,Yüreğime bahar getiren bir çiçeksin.Sen bedenimdeki yumuşak kudret,Gönül bahçemde uçuşan bir kelebeksin..

*Hafif hafif çiseleyen yağmurda kalırsan; Saçlarını okşayan her tanedeBENİ HATIRLA !

*Bugünde yarın da yüreğin kadar yanındayım ,Kendini yanlız hissettiğindeelini yüreğine koy..ben hep oradayım!!

*Kimbilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim,Kimbilir hangi ellerden son suyumu içeceğim,Belki göremeden öleceğimfakat yinede seni 'EBEDiYEN SEVECEĞiM'




*Sahiller dalgayı nasıl beklerse, Gökyüzü mehtabı nasıl özlerse, Kuru topraklar suya nasıl hasretse, Sende benim hasretimsin...
*Güller hep ellerinde açsın,ama dikenleri batmasın.Sevda hep seni bulsun,ama seni yaralamasın.Mutluluk hep yüreğine dolsun, ama beni unutturmasın..

*Semadaki tüm yıldızlar sönünce, Gözlerinde gecenin yalnızlığını hissedince,İçten içe muhtaç olunca bir dost sohbetine,Unutma ki seni düşünen bir var bu şehirde....





*Hayallere dalıp gitmem ben, Çünkü tek hayalim sensin benim! Hiçbirşey isteyemem ben Çünkü birtek istediğim sensin benim.

*Aşkınla sararıp solacak kadar,Sevginle bahtiyar olacak kadar Uğruna canımı verecek kadar seviyorum desem inanırmısın ?

*Belki hatıralar unutulup gidecek,Belki bu sevgier yok olup eriyecek,Ama şunu unutma,Bu kalp sonsuza dek seni sevecek...

*Gecenin karanlığında, güneşin ışığında,Suyun damlasında, selin coşkusundaKimi yanımdasın kimi rüyamdaAma hep aklımdasın sakın unutma...


*Bırakma beni sevdiğim gidişine dayanamam,Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam,Dönerim dersin ama kadere inanamam,Bıraktığın anılarla sensiz yaşayamam...

*Gördüğüm en güzel rüya senin olduğun,Duyduğum en derin sevgi senin eserin, Gördüğüm en güzel dünya senin gözlerin,Ve kurduğum en güzel hayal sensin.


*Gül bahçesinde geçse de ömrüm , Senin üstüne gül koklamam gülüm! Seni koklamak olsa da ölüm , İnan uğrunda ölmeye değersin gülüm



*Ne zaman tutsam ellerini, Gözlerimin önünden mevsimler geçer. Ne zaman gözlerin gözlerime değse Samanyolundan bir yıldız düşer...

*Dünya unutursa dönmeyi,Rüzgar unutursa esmeyi,Aşıklar unutursa sevmeyi,Belki o zaman unuturum seni...

*Yanağına konan kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde, Hissettiğin o bir damla serinliği benimle paylaşmak istersen,Yönünü rüzgara dön ben o rüzgardayım...

*Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç , bir tohumla başlar ; En uzun yolculuklar bir adımla başlar; Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.

*Seni unutmak zor anlatmaksa imkansız, Sen unutuldukca hatırlanan, Anlattıkca bitmeyensin meleğim..

Seni uzaktan sevmeyi, bana bakmadan görmeyi,Seni duymadan dinlemeyi, gözyaşlarımla gülmeyi Ve kavuşmak için sabretmeyi, Her şeyi öğrendim ama sensiz olmayı asla...

*Duygular vardır anlatılamayan..sevgiler vardır kelimelere sığmayan...Bakışlar vardır insanı ömür boyu ağlatan...yollar vardır aşılması güç olan. Kalpler vardır acılarla parçalanan, ve insanlar vardır hiç unutulmayan.Sanma beni sevipte bırakanlardan. Benim sevgim mezara kadar olanlardan...

*Bir Çiçeğin açmak için sebepler bulduğu gibi,Yaşama dair sebepler bulmak için yaşıyorum...Eğer bir gün gelir de yaşamak için bir sebep bulamazsam;Ölmek için bir sebep bulmuşum demektir...